menu

BİYOGRAFİ

1968 yılında İstanbul'da doğdu. Arkeoloji ve Sanat Tarihi ile Çocuk Gelişimi dallarında lisans eğitimi aldı. Kırk yılda, On sektörde kırktan fazla işyerinde çalıştı. Perakendenin büyük markalarına "Satış Geliştirme" konusunda danışmanlık verdi, projeler üretti. Halen Perakende sektöründe tam zamanlı çalışmaktadır.

* 2005 İlk gerilim romanı "Sultana Dokunmak" yayımlandı.
* 2006 "Lokanta"
* 2007 "Her Şeyi Satarım Ruhum Hariç"
* 2008 "Rüzgâr Ekenler"
* Romanları Bulgaristan, Mısır ve Romanya'da yayımlandı.
* 2011 "Sekiz Numaralı Vurucu"
* 2012 "Her Şeyi Satarım Ruhum Hariç 2"
* 2013 "GAM"
* 2017 "TÖRKIS BIZNIS SITAYL"
* 2019 "BİR DAHA"
* 2023 "RUH ÇAĞIRAN"
* 2025 "AİKİDO KULÜBÜ"
* 2027 SELİM


RÖPORTAJLAR



KİTAPLAR

  • AİKİDO KULÜBÜ

    AİKİDO KULÜBÜ

    Yaz tatili yaklaşırken okuldaki tüm çocuklar heyecanlıdır. Okulun en havalı grubu Alaçatı’ya sörf yapmaya gidecektir. Ata da bu konuşmalardan etkilenir. Her yaz yaptığı gibi babaannesinin yazlık evine ya da dedesinin köy evine gitmek artık onun için renkli bir tatili ifade etmemektedir. Bu yüzden ebeveynlerini nasıl ikna edeceğini kara kara düşünmektedir. Ancak annesi ve babası onun yaz tatilinde bir berber dükkanında çalışmasına karar vermiştir. Ata şaşkın ve hayal kırıklığı içindedir. Ancak yaz tatili hayal bile edemeyeceği kadar renkli ve unutulmaz anılarla dolu geçecektir.

  • RUH ÇAĞIRAN

    RUH ÇAĞIRAN

    Anadolu’da dolaşan bir insanın, mucize benzeri iyileştirmeler yapması istihbarat raporlarına girer. Bütün dünyada sıradışı olaylar gerçekleştiren insanların peşindeki Vatikan istihbaratı bir sızıntı sonucu bilgiye ulaşır. Bu dikkat çekici anomali için vakit kaybetmeden gizli bir operasyona girişir.

    Amaç, hedefi ne olursa olsun yakalayıp, Papa’nın huzuruna çıkarmaktır. Uluslararası bir kriz yaratmadan bu faaliyete engel olmaya çalışan Türk istihbaratı, şahsı bilinen yöntemlerle ele geçiremeyeceğini kavrayınca son çareye başvurur. Tanımsız Güçler Birimi eski üyesi Selim Tekin, yıllar sonra yeniden göreve çağrılır. Gücün sırrını ele geçirmek isteyenlerin bu amansız kovalamacasında kimi hayatını kaybedecektir, kimi de inancını.

    Selim Tekin ise yıllar yılı içinde saklanan vahşi gerçekle bir kez daha yüzleşecektir. Ancak ziyaretçiyi avlamaya çalışırken kendisi av olduğunu farketmeyecektir. Onun payına düşen bedel diğer kurbanlardan çok büyük olur.

  • Bir Daha

    BİR DAHA

    O, toprağa düşerken uyananlardandı.Ve tanıdık bir dünyanın hiç bilinmeyen yüzünde sadece sevgisinetutunarak ayakta kaldı...Yaşadığı zamansız acılara rağmen kurmaya çalıştığı hayatın talihsizbir kaza sonucu altüst olması, Ali Rıza'yı hayal bile edemediği birdiyara sürükler. Artık ne dünyaya aittir ne de ölümlüler yurduna... Yavrusu ise bıraktığı yerde yapayalnızdır. Ancak arafta beklerken her ölümlü gibi yazgısını kabul etmek yerine ona başkaldırır. Ve elbette her başkaldırının bir bedeli vardır. Bir Daha; yaşam, ölüm, araf, kader ve yeni bir hayat üzerine büyülügerçekçiliğin şiirsel dünyasında yolculuk ediyor..

  • GAM

    TÖRKIS BIZNIS SITAYL

    Sektör degistirmenin travma sebebi olarak görüldügü is hayatımızda Hakan Yel on sektör degistirdi. Halen üç ayrı sektörde aynı anda çalısıyor. Simdi de bu kitapta, böylesi travmatik is hayatının altından nasıl kalktıgını günlük hayatın yasanmıs örnekleriyle ve kendine özgü diliyle aktarıyor.

    “Ben bu ülkedeki dengesiz is anlayıslarının, tutarsız davranıs sekillerinin tamamına, bu kendini bilmezlige, ikiyüzlülüge kısaca “TÖRKIS BIZNIS SITAYL” diyorum. Medeniymis gibi davranan ama barbar olan. Batılıymıs gibi yapan ama içinde Dogu berduslugunu, serkesligini, egoistligini büyüten. Çok rahatmıs gibi yapan ama dibine kadar endiseye gömülmüs olan. Kendinden eminmis gibi davranıp sürekli etrafını kollayan. Devamlı etrafını elestiren ama kendini asla elestirmeyen. Is toplantılarında toplam yüz kelime Ingilizce konusurken aksan taklit edip caka satan ama bir tek Ingilizce roman okumayan. Olgunmus gibi yapan ama kompleksleri içinde bogulan. Yabancı dizi hayranıymıs gibi yapıp çekirdek çitleyerek yerli sakız dizileri gözyasları içinde salya sümük izleyen, kalabalıkta kahve meftunu rolü kesip yalnız kaldıgında çay demleyen, son model arabaya binip camdan çöp atan, çok paylasımcı görünüp ekibine zırnık koklatmayan…”

  • GAM

    GAM

    Savaşın izlerini hâlâ taşıyan ve geleneklerin gölgesinde yaşayan bir coğrafyada geçen GAM, en beklenmedik anda birbirine tutunan iki yaralı ruhun yürek burkan hikâyesini anlatıyor: Bacaklarını savaşta kaybetmiş bir gazi ve hayatını iki çocuğuyla yeniden kurmaya çalışan dul bir kadın.

    Onların bağı sessizce, yavaş yavaş ve ortak acıların içinde büyür. Ancak kadının küçük oğlu, annesinin başka bir adama âşık olduğunu fark ettiğinde, bunu kaldıramaz. Kültürel değerler ve kişisel acı arasında sıkışan çocuk, geri dönüşü olmayan bir şey yapar — nefretten değil, kaybettiği babasına duyduğu çaresiz sadakatten doğan bir eylemdir bu.

    Sonrasında umut çöker. Savaş alanında hayatta kalmayı başaran asker, bu kez çok daha derin bir kayıpla yüzleşir. Artık kırılan sadece bedeni değil, kalbidir de. Ve yaşama arzusu yavaş yavaş yok olmaya başlar.

    GAM, geç bulunan bir aşkın, çok erken alınan bir kaybın ve geleneklerin sessiz şiddetinin romanıdır. Şu soruyu sorar: Kayıp, insanın tek yoldaşı haline geldiğinde ruh hâlâ ayakta kalabilir mi?

  • HER ŞEYİ SATARIM RUHUM HARİÇ 2

    HER ŞEYİ SATARIM RUHUM HARİÇ 2

    İlk kitabıyla lise ve üniversiteden mezun olup iş hayatına atılacak gençlere seslenen Hakan Yel, radikal ve sert çıkışını bu kez de "satışı çok bilenlere" seslenerek sürdürüyor. İster patron olun ister çalışan, işinizde "satış" kavramını kullanıyorsanız ya da satışlarınız kötüye gidiyorsa; sebebini araştırmadan önce yaşanmış gerçek olaylarla desteklenen otuz yıllık bir satıcının iddialarını okumanızda fayda vardır. Ona ya çok kızacak ya da çok seveceksiniz.

  • SEKİZ NUMARALI VURUCU

    SEKİZ NUMARALI VURUCU

    Güneydoğu’da otuz yıldır süren savaş özel sektörün ilgisini çekmektedir. Muhalefetten önemli siyasetçiler de devletin bölgede güvenliği sağlama konusunda aşırı yıprandığını düşünmekte, bu konudaki özelleştirmeyi onaylamaktadır. Hükümetin desteklediği “Üstün Asker Tasarısı”nı geliştiren çokuluslu bir şirket, orduyu dağlardan çekilmesi için sıkıştırmaktadır.

    Ordu, konuya soğuk baksa da terör örgütünün arşivini taşıyan özel uçağın İran sınırları içine düşmesi elini kolunu bağlar. Arşivin getirilmesi işi şirketin geliştirdiği Vurucu güce verilir. Herkes zaferden emindir.

    Ancak hiç kimse, Sekiz Numaralı Vurucu’nun öldürmeden önce düşünmeye başladığından haberdar değildir.

  • RÜZGAR EKENLER

    RÜZGAR EKENLER

    Bir gece Ulya köyü baskına uğrar ve tüm köylüyü öldürür. Çiğdemli köylüleri kendi aralarında fikir ayrılığına düşer. Bazılarına göre bu baskını Armanlı köyü sakinleri yapmıştır ve sıra kendilerine gelmeden, Armanlı’ya saldırmaları gerekmektedir. Köyün ileri gelenlerinden Hüseyin Ağa bu fikri reddeder. Ona göre yüzyıllardan beri komşu olarak yaşadıkları Armanlı köylüleri bu fenalığı yapmış olamazlar. Ancak Hüseyin Ağa’nın büyük oğlu Aksak Osman babası gibi düşünmemektedir. Ona göre bir an önce harekete geçmeli ve kolay lokma olmayacaklarını düşmanlarına göstermelidirler. Bir gece kararını verir ve babasından habersiz iki arkadaşıyla birlikte Armanlı köyüne gözdağı vermek için yola çıkar.

    Artık hayat, her iki köy için de hiç bir zaman eskisi gibi sıradan olmayacak, rüzgar ekenler gitgide bir fırtınaya doğru sürükleneceklerdir.

    İtalyanca 1.Bölüm İtalyanca 1.Bölüm

  • HER ŞEYİ SATARIM RUHUM HARİÇ

    HER ŞEYİ SATARIM RUHUM HARİÇ

    Türkiye’nin gelişmekte olan ticaret hayatında, kendine yer bulmaya çalışan farklı bir satıcının tesadüflerle bezenmiş sıra dışı deneyimleri... İnatçı ve dik kafalı bir adamın ticaret hayatında sokaklarda yaşadıkları, fikirleri ve tavsiyeleri...

  • LOKANTA

    LOKANTA

    Failleri bir türlü bulunamayan seri cinayetler ve tuhaf bir adam. İktidar kavgasına düşmüş polis ve istihbarat gücü. Gün geçtikçe şiddete bulaşan bir toplum… Adalete ihtiyacınız olduğu anda, ona inancınız kalmamışsa ne yaparsınız?

    Belki de artık ilahi adalet zamanı!

  • SULTANA DOKUNMAK

    SULTANA DOKUNMAK

    Irak’ta bir silah tüccarıyla pazarlık yapan iki yaşlı adamın cesedi Gaziantep’te bir benzin istasyonunda bulunur. Kamuoyunu son dönemlerde meşgul eden öfke ve şiddet yüklü imam cinayetlerine bir yenisi daha eklenmiştir. Zengin ve nüfuslu çevrelerden kimi kişilerin kaçırılıp öldürülmesi gazete ve televizyonların ana haberlerinde yayınlanmaktadır. Birbirleriyle ilgisiz gibi görünen bu olaylar, Ortadoğu’yu mercek altına almış MİT ve MOSSAD tarafından yakından takip edilmektedir. Çünkü bütün bu olayların ipuçları tek bir noktada birbirine bağlanmaktadır. Türkiye’de ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren bir tarikat olan Sadikiler, bu olayların düğümlendiği son noktadır.

    Sadiklerin sıradan bir kökten dinci tarikat görüntüsünün gerisinde başka amaçları vardır: Ülkeye hilafeti getirip gücü ele geçirmek.

    Selim Tekin ise sıradan hayatına bir anda giren Helin kod adlı İsrail ajanıyla yaşadığı ilişki yüzünde tüm bu olayların içine tesadüfen girer. Helin’in tarikat adamları tarafından öldürülmesi, Selim’i sınırlarını kendinin bile tahmin edemediği bir intikam duygusuna iter.

    Selim’in içten içe hissettiği ama görmezden geldiği kimi güçleri, onun içinde şeytan kadar kötü, bir süper kahraman kadar hızlı, bir intikam meleği gibi baş edilmez bir kişilik yaratır.

    O, artık eski Selim değildir. İçindeki kavurucu şiddet, dokunduğu her şeyi yakar, ta ki sultana dokunana dek...

İLETİŞİM

E-Posta: hakan@hakanyel.com